Dizi Bilgi

Bir İnsanın Ruhu Hasta Olmaz İse Bedeni Hasta Olmazmış.

Canım Zehra, ben onu şu soğuk havalarda ince giyinip dışarı çıktığı için bedenen hasta olacak diye beklerken, o taşıdığı yüklerin ruhuna ağır gelmesinden, ruhunda hissettiği baskıdan, ruhundaki ağırlıktan, babası gerçekleri öğrenecek korkusundan, bayıldı. Nasıl ki Ömer, Ayşe’nin bu sahte evliliği öğrenmesinden korkuyorsa, Zehra da aynı Ömer gibi, babasının öğrenmesinden korkuyor. Ve bu bir yerden patlak verecekti, o gün bugünmüş. Şimdi böyle ise Zehra babası öğrenince ne hale gelir Allah bilir?

Hiç beklemediğiniz bir anda kapınız çalınır ve gelen hiç beklemediğiniz bir misafir olursa, tıpkı Zehra’nın gelen babası gibi. Haliniz nice olur?

Birbirini seven iki insan; biri Salim amca, diğeri Zehra birbirinden habersiz aynı mekanda, aynı havayı solumakta. Ama Zehra ne kadar özlem duysa da babasına, ona görünmek istemiyor. Çünkü, babası onun evli olduğunu bilmiyor. Onun sadece bir ailenin yanında çalıştığını biliyor. Ve Zehra babasının ona olan güvenini kaybetmek istemiyor. Ona yalan söylemiş olmaktan ve bu yalanının bu şekilde ortaya çıkmasından çok korkuyor.  Bu durumu, babasının bu şekilde öğrenmesini istemiyor.

Her şeyden habersiz çiftimiz Ömer ve Zehra odalarında kanepeyi en kısa zamanda odalarına getirme telaşında konuşurlarken, Zehra çay içmek ister Ömer’e de teklif eder. Ömer de kabul eder ve Zehra o özel çaylarından birini hazırlar. İki fincanı kendilerine alır, kalanını Hediye abla gelen ustaya ikram etmek ister Zehra da olur otlar burada der.

Alev, Yener’i hapishanede ziyaret eder. Yener, Alev’e ilk başta güvenmez ve Alev ne kadar dil döktüyse de Yener’i konuşturamaz. Hilmi Yılmaz, Yener’i araştırır ve bunun karşılığında da Alev’in şirkete dönmesini ister. Kendi planını devreye sokmak için Hilmi Yılmaz’ın, şirkette Alev’e ihtiyacı vardır ondan ister bunu. Yoksa Alev’in kara kaşına, kara gözüne sevdasından değil.

Nazan, Hediye abla ile mutfakta Cevriye halanın yaptıklarından rahatsızlık duyduğunu, onun bu evden gitmeyeceğini, mutfağın hakimiyetini eline tamamen almasından korktuğunu söylediğinde, ilk başta önemsemeyen Hediye abla, biran olur mu ki diye düşündü? Canım Hediye ablam sen o evin emektarısın. Ökkeş amca da öyle. Yılların hatırı var Hediye ablam.

Sonra bir ara Nazan Cevriye halanın taklidini yaparak Hediye ablayla tatlı tatlı gülüştüler.

Koray ve Yaseminin arkadaşları gerçek arkadaş değil, onlara arkadaş demeye bin şahit lazım. Funda Koray’a olan sevgisinden ne yapacağını şaşırmış, gençleri ayırmak için planlar yapıyor.

Demir ve Leyla köfte ekmek yemeğe gittiler. Leyla ortak noktalarından biriyle daha karşılaşmışlardı.

Ömer ilk kez Zehra’nın hazırladığı bir çayı çok beğendi ve 2. Bardağı içmek istedi. Bu Zehra’nınn dikkatini çekti daha önce hiç 2. Sini istememiştin deyince,

Ömer, bunu beğendim dedi. Zehra mutfağa giderek birer bardak daha çay getirecekti ki,

Bu anlarda Zehra’nın babası Salim ustada mutfakta Cevriye hala ile beraber, onun hazırladığı yemekten yiyor. Hediye abla da Zehra’nın hazırladığı çaydan ikram ediyordu.

Salim amca çayı aldı önce kokladı, kokusu tanıdık gelmişti, tadına baktı, aynı kızımın yaptığı gibi dedi. Baba yüreği işte, kızına duyduğu özlem, hasret, içtiği bir yudum çaydan belli oluyordu. Nereden bilecekti ki o çayı gerçekten kızı yaptı.

Kızının yaptığı çayı tanıyacak kadar kızını seven, tanıyan bilen bir baba Salim usta. Bana kızımı hatırlattı dedi. Cevriye hala hemen sorguya aldı Salim amcayı; evlendirdiniz mi kızınızı? Bu Cevriye hala da maşallah ne kadar meraklı herkesi evlendirmeye 😀

Anlaşıldı Cevriye hala niyeti bozmuş, bir kez daha evlenecek bakalım kimle?

Salim amca, çalışıyor kızım o yüzden bu aralar göremiyorum dedi.

Zehra’nın elindeki tepsiyi Hediye abla aldı ve bir isteğiniz olursa söyleyin Nazan getirir dedi. Zehra mutfağa uğramadan odasına gidiyordu ki, babasının sesini duydu ve Babası onu görmesin diye hemen saklandı.

Sonra Ömer’in yanına odaya çıktı, babam diyebildi ve yüreği bu hiç beklenmedik biranda eve gelen misafirin, babasının onun evlendiğini öğrenmesi gerçeği ile babasına söylediği yalanı, daha doğrusu söyleyemediği bu evliliği öğrenecek olmasının verdiği korkunun ağırlığına, baskısına, bedeni daha fazla dayanamadı ve fenalaşıp bayıldı.

Ömer, yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu daha Zehra kapıdan içeri girer girmez anlamıştı. Ama bir şey yapamadan Zehra kollarına bayılmıştı. Endişelendi ve doktora gidelim dedi ama Zehra babasının konakta olduğunu, onun buraya nasıl geldiğini, kimin onu konağa gönderdiğini Ömer ile konuşuyordu. ilk aklına Mehtap geldi ama bunu Ömer’e söylemedi.

İnsanın ilk aklına gelen hep doğrudur ya Zehra’nın da aklına ilk gelen cevap doğru Mehtap.

Mehtap göndermişti konağa Salim ustayı, Zehra, oda da Ömer ile beraber ve her kapı çaldığında yüreği ağzına geliyor, ölüp ölüp diriliyordu korkudan. Bu durum Zehra’nın ömründen ömür götürdü.

Ayşe salona çağırdı Zehra ile Ömer’i ama Ömer, Zehra rahatsız deyince Ayşe’nin ilk aklına gelen bebek oldu.

Sonra Ayşe, çiftimizi zorla salona götürdü. Zehra, Ömer’e gözleriyle yalvarırım beni oraya götürmesine izin verme der gibi baktı ama yapacak bir şey yok gittiler.

Aynı evin içerisinde köşe kapmaca oynar gibi, Zehra’nın yüreği ağzında salona geçti.

Korkusuna yenik düşen Zehra, çayı tepsiden alırken, Cevriye hala usta der demez elindeki bardağı düşürdü ve elini yaktı. Kızın yüreği yanıyor eli yanmış hisseder mi o acıyı?

Ömer, Zehra’nın yanan eline krem sürüyor ama Zehra elinin acısının farkında bile değil. Yüreği cayır cayır yanarken, elinin yanması bir anlam ifade etmiyor Zehra için. Tek düşüncesi babasının onu görmemesi, öğrenmemesi yaşayamam diyecek kadar.

Zehra; babam bana çok güvenir, eğer beni burada böyle … deyince.

Ömer; asla kötü bir şey olmasına izin vermem diyerek elindeki yanığa merhem sürerken, aslında Zehra’nın yüreğindeki yangına merhem olmaya çalışıyordu.

Ömer’i arayan Demir bir mail yollamasını isteyince çalışma odasına gitmek zorunda kalan Ömer, Zehra’yı odada yalnız bırakmak zorunda kalmıştı.

Zehra o kadar çaresiz hisseder ki kendini Ömer’e biran önce gel, lütfen çok bekletme diyecek kadar.

Ayşe de, Salim ustayı abisinin odasına götürür. Odada ise Zehra yalnızdır. Ömer ise çalışma odasında olanlardan habersizdir. Zehra ise babası ile karşı karşıya gelmek için hazır değildir. Babasının sesini duyan Zehra; Ecel terleri dökmekte, ömründen ömür gitmektedir. Bir şekilde Yakalanmayacaktır ancak bu korku, onu çok fazlasıyla yormuş, yıpratmıştır..