Dizi Bilgi

Zehra Ömer’in Kendisine 2. Çeki Vermesinin Üzerine Yeni Kararlar Aldı. Oyunu Kuralına Göre Oynayacak Ömer’i Adam Edecek Zehra. 

Ömer Koltuk da Zehra Yatak da Yattı. ..

Yener Dükkanı Değişmiş Yeni Dükkana Geçmişler. 

Zehra konağa geldiğinde Ömer’in arabasını gördü ve kaydı Ömer’e dinleterek bütün sorunları çözebileceğini düşünüyordu. Çalışma odasında olan Ömer de Zehra’nın geldiğini camdan gördü. Bir aslan gibi kendini hazırladı Ömer Zehra ya karşı ve onu beklemeye başladı.

Zehra çalışma odasına girdi ve Ömer ile konuşmak istediğini, artık bütün bunların bitmesi için dedi daha Zehra sözünü tamamlamadan, Ömer araya girdi ve bütün bunların hepsini para için yaptın. İlkinde 6 ayını satın almıştım, şimdide aynı bedel ile bizi mecbur ettiğin yalanlarını alıyorum diyerek Zehra’nın avucunun içine bir çek bıraktı.

Bu çok ağır oldu Ömer Kervancıoğlu. Karşındaki bir bayan ve senin resmi nikahlı eşin. Senin ne kadar paran olursa olsun, bir oyun bile olsa eşine bu şekilde hakaret etme hakkına sahip değilsin. Orada da Zehra dan okkalı bir tokadı çoktan hak etmiştin de Zehra o tokadı sana atmadı. Ömer iyisin hoşsun da bazen çok boşsun.

Zehra da Ömer’in avucuna bıraktığı çeki yırtarak, ne zannediyorsun sen beni? Ben bu oyuna para için değil, babamın hayatı için girdim, beni bir kere dinleseydin neden burada olduğumu anlardın, hiç dinlemedin diyerek Ömer’in kendisine yapmış olduğu en büyük hatayı dinlemediğini, dinlemeyi bilmediğini yüzüne vurdu Zehra.

Ben bu iğrenç evlilik oyununu, bu korkunç yalanı ailem için babam için kabul ettim dedi ve bunları söylerken de içi yanıyordu Zehra’nın gözlerinden bir damla göz yaşı aktı.

Karşısında onu dinlemeyen, anlamayan, kendi doğrularından başka doğru kabul etmeyen, dinlemeden sadece gördükleri ile hüküm veren bunun sonucunda da çok yanılan, bu yanıldığını da yaşayarak öğrenecek ve ilerde çok pişman olacak olan biri Ömer vardı. O zamana kadar Zehra yı doğru zamanda, doğru bir şekilde dinlemediği için Zehra’nın çok canını yaktı Ömer.

Zehra, göz yaşını kendi elleri ile sildi ve Ömer’e çok büyük bir ciddiyetle sen beni neyle suçladığının farkında mısın? iftira atıyorsun, hakaret ediyorsun, senden nefret ediyorum dedi. Sonuna kadar haklı Zehra.

Ömer de Zehra’nın bu söylediklerine inanmamakta diretince, Zehra da Ömer’e senin sadece gözün değil, ruhunda körleşmiş, kendinden başkasına inanmayan, güvenmeyen, bencilin, duygusuz, hasta, zorbanın tekisin dedi.

Ömer de bu duydukları karşısında sinirden gülmeye başladı. Sonra da tüm ciddiyetini takınarak, çok iyi oynuyorsun, bana oynama, senin yapman gereken tek bir şey var 6 ay boyunca sözleşmeye harfiyen uymak. Ne geçmişin, ne ailen, nede ilişkilerin beni ilgilendirmiyor dedi ve masasına geçip oturdu.

Zehra ise onu sabırla dinledi, gözlerinden akan yaşlara engel olamadı. Sonrada büyük bir ciddiyetle bundan sonra her şey o sözleşmeye uygun olacak dedi ve çıktı odadan Zehra.

Artık büyük değişim bu olaydan sonra yaşanmaya başlayacak. Dinsizin hakkından madem imansız geliyor. Oynanan madem bir oyun oynayalım Ömer bey iyilikten anlamadın, dinlemedin, bundan sonra olacaklardan sen sorumlusun. Zehra kendince yeni kararlar aldı ve bunları da yavaş yavaş uygulamaya başlayacak. İyilikten anlamayan Ömer’e iyi bir ders olacak, adam olacak Ömer.

Ömer bir demir parçası, Zehra ise o demir parçasını ateşte döven şekil veren bir usta. Ömer bir cam parçası, Zehra ise o cam parçasına ateşte eriterek yeniden şekil veren bir usta. 

Demir’i ateşte döve döve, camı ateşte erite erite şekil verecek Ömer’e Zehra işi zor. Sabır gerektiren, emek gerektiren, zaman gerektiren bir iş insanı kendine getirmek ve Sabırda demirden bir kalkan Zehra için, sabırla azimle Ömer’i en derinlerden bulup gün yüzüne çıkaracak Zehra.

HER ŞEY SENDE GİZLİ

Yerin seni çektiği kadar ağırsın 
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç…
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki, ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin…

CAN YÜCEL

Yener emlakçı dükkanını değiştirmiş, yeni dükkana geçmişler. Yediği dayaktan sonra tebdili mekanda ferahlık vardır deyip kaçtı herhalde de adamlar isteseler seni orada da bulur yine döverler seni Yener, akıllı ol yoksa Fikret’in adamları senin aklını alacaklar haberin olsun.

Yener’in aklı Zehra da ve onun gizlice aldığı ses kaydında. O kayıt polisin eline geçerse hapse bile girmeyi göze alıyormuş da, Zehra yı Ömer’e bırakmak çok ağırına gidiyormuş. Geçmiş olsun sana Yener. Ömer Zehra ile evlendi sen Zehra’yı hiçbir zaman kazanmadın, şimdi ise hep den kaybettin. Kaydı Leyla dan almak için dükkandan çıktı Yener.

Zehra da odasına geçtiğinde kendi kendisine bir söz verdi ve yeni bir sayfa açtı kendisine, eski Zehra öldü artık diyerek, Yener aradı açmadı telefonu hepiniz aynısınız diyerek.

Ve Ömer Asya ile birlikte odaya girdi. Asya Zehra ablasına bir şeyler soracakmış. Önce dayısını, sonrada Zehra ablasını yatağın ayakucuna oturtan büyümüş de küçülmüş Asya ikisinin arasına oturarak sorusunu sordu.

Babaannem dedi ki, sizin bir bebeğiniz olacakmış, o da benim kardeşim gibi olacakmış, oyunlar oynayacakmışız, ne zaman gelecek benim kardeşim?

Birbirlerinin gözlerine bakan Ömer ve Zehra hadi verin bakalım bu sorunun cevabını, Asya ya kardeş ne zaman gelecek? 🙂

Asya ya bir türlü cevap veremediler. Nasıl versinler ki, ne diyeceklerdi, diyecek sözleri yoktu ki, Ayşe Asya diye kızını çağırdı da bizimkileri çok büyük bir dertten kurtardı Ayşe.

Onlar cevap veremedi ama ben söyleyeyim Asya’cım gerçi sen diziden ayrıldın yerine yeni Asya geldi bakalım o da senin gibi zor sorular soracak mı çiftimize? 

Sana kardeş, ancak dayın ile Zehra ablan birbirlerini gerçekten anladıklarında, dinlediklerinde, sevdiklerinde, bütün sorunları atlatıp rahata erdiklerinde sana bir kardeş gelebilir. Şuan için sana bir kardeş gelmesine imkan yok, çünkü çok tartışıyor anlaşamıyorlar Asya cım. 

Tabi bu bu şekilde söylenmez Asya ya da işte ben yazdım siz anladınız.  Asya odadan gittikten sonra Ömer nasılda baktı Zehra ya öyle. Zehra dan bir çocuğun olmasını ister miydin Ömer?

Sevim de Yasemin’i sahilde bulma ümidi ile onu aramaya gittiğinde, parkta piknik yapan Koray ve Yasemin son anda Koray’ın Sevim’i görmesiyle yakalanmaktan kurtuldular ve Yasemin annesinden önce evde oldu.

Sevim eve gelince yine kendi kendine Zehra ya kızarken Yasemin içerden yine kime kızıyorsun deyince, Yaseminin evde olduğunu gördü Sevim şaşırdı. Funda ona kızın sahile gitti dediği için bu şaşkınlığı.

Sen sahilde değil miydin? Funda öyle söyledi deyince, Yasemin de inkar etti, arkadaşıma ders notları almaya gittim dedi. Sevimde tek umudum sensin çalış oku diyerek odasına gönderdi. Yaseminde hemen Koraya kalpli mesaj attı. Koray da mutlu oldu bu mesaja.

Ve bu mutlu olduğu an da yanında Alper vardı. Bu mutluluğun nedenini Alper’e ben aşık oldum ilk ve son aşkım diyerek isim söylemeden söyledi. Aşık Koray.

Alper de bunu Yasemine söyledin mi? diye sordu. İsim söylemediği halde Alper bilmişti Koray’ın aşık olduğu kişinin Yasemin olduğunu.

Zehra aldığı kararla gerçekten eski Zehra yı öldürmüş. Odadan çıktığında karşısına çıkan Alev’e çok güzel bir şekilde ağzının payını verdi. Ömer ile aralarının kötü olduğunu düşenen Alev’e ilk günkünden daha iyiyiz sen endişe etme. Benim için şirkete gitmiyor evde çalışıyor. Aynı çatı altında olmak bize yetiyor deyince Zehra.

Alev de Ömer hiçbir kadın için şirkete gitmemezlik yapmaz, bunda başka bir şey var deyince, Zehra da evet var, Ömer’in artık çok sevdiği bir eşi var dedi. vay Zehra vay sen hep böyle Alev’in ağzının payını ver ne güzel sinir oldu. oh olsun Alev’e.

Ömer Nihat ve Alev salondalardı. Zehra da geldi ama bu geliş çok başkaydı. Hep iş hep iş güya evdesin, neredeyse 24 saat çalışıyorsun, ne yapsak ki? eski düzene mi geçsek? Deyince ilk başta Ömer çok şaşırdı Alev olunca yanlarında bozuntuya vermedi ve eşlik etti Zehra ya.

Ve Ömer Zehra dan özür diledi duvara çöp mü soksak, ne yapsak? Ömer Zehra dan özür diledi diye. Ayşe de geldi yanlarına ve abisine sen ne yaptın da özür diliyorsun deyince, Zehra da her kadının derdi ile aynı benimle daha fazla vakit geçirsin istiyorum dedi.

Alev de bu duyduklarına iyice sinir oldu ve dayanamadı lafa girdi. Ömer senin için bütün işlerini evden yürütüyor, ama seni memnun edemiyor. Şirket batsa umurunuz da olmayacak varsa yoksa kocam yanımda olsun dediği an

Ömer hemen Zehra’nın yanına yaklaştı ve kolu ile sarıldı Zehra ya ve Alev’e dönerek, bir gün sende aile olduğunda, bazı şeylerin, paradan ve çalışmaktan daha değerli, kıymetli olduğunu anlayacaksın diyerek Zehra yı kolları ile sahiplendi Ömer iyi de yaptı.

Alev ise neredeyse ağlayacaktı. Ayşe’nin de, Zehra nın da bir kocası vardı koruyup kollayan ama Alev’in yoktu biraz dokunuyor bu durum nede olsa Ömer’e aşık Alev onun kocası olmasını isterken Zehra’nın eşi olmuştu Ömer.

Cevriye halada geldi salona ve Ömer’in kolunu Zehra’nın omzunda görünce kolun iyileşmiş, Zehra’nın elinde bir şey var duasını mı katıyor nedir iyi gelmiş, eli şifalı mı ne? dedi.

Ömer de doktorum iyi diyerek Zehra yı övdü. Ayşe de destek verdi Zehra nın güzel enerjisi olduğunu, söz konusu abisi olunca Zehra sevgisini de katıyor dedi.

Ayşe doğru söyledi. Zehra Ömer’i seviyor belli etmese de Ömer de seviyor Zehra yı, her ikisi de birbirini içten içe seviyor. Alev de ne alakası var Ömer o kadar ilaç içti deyince Halamız da duanın etkisi de var, sende etsene dua hayırlısıyla açılsın sana kapılarda, telin ile duvağın ile git bu evden dedi. hala bile istemiyor Alev’i konakta o bile anladı Alev’i de işte kim evlenir ki Alev ile. Alsın da gitsin Alev’i Ömer’in başından.

Halamız Zehra yı su damlası diyerek Ömer’e överken, Zehra da halamızın yaptığı yemeklerin enfes olduğunu söyleyerek onun gönlünü hoş etti. Halada dayanamadı öptü Zehra yı. ve salona gelen Müzeyyen hanıma da övdü Zehra yı ne güzel iyi bir şekilde anılmak.

Müzeyyen hanımda biz Zehra dan memnunuz inşallah o da bizden memnundur deyince, Zehra da sizler sadece evinizin kapısını değil, kalbinizin kapısını da açtınız, sayesinde sıcak bir yuvaya kavuştum ben dedi. Ömer de şaşkın şaşkın Zehra ya bakıyor. Doğru söylüyor Zehra.

Her kapı iki taraftan da açılır ve örtülür. İki tarafta da kilidi vardır. Anahtarı olan içeri girebilir de, dışarı çıkabilir de anahtar ile ancak bir kapı vardır ki, o kapı sadece tek taraftan açılır. 

O kapının anahtarı insan kalbinin kapısının anahtarıdır. O kapı sadece içeriden ev sahibi tarafından gelen misafire açılır.

Dışarıdan girmeye çalışsan da giremezsin, beklersin önünde sabırla, sana buyur gel hoş geldin gir içeri gönül sarayımın bahçesine diyen olana kadar.

Akşam olup da yatma vakti gelince Ömer’i büyük bir sürpriz bekliyordu. Uyumak için yatağı hazırlayan Zehra ya bu işler çalışanların işi benim yatağımı düzeltiyorsun yapma dediğinde.

Zehra büyük bir kararlılıkla bu oda senin olduğu kadar bana da ait bir oda 6 aylık bir sözleşmemiz var ve 6 ay boyunca bu oda benimde ve bu yatak da bundan sonra dönüşümlü olarak yatacağız dedi. 1 hafta sen, 1 hafta ben. Geçen hafta sen yattığına göre bu hafta ben yatacağım diyerek Ömer’i yataktan koltuğa postaladı Zehra ama bu kurala hiç uymadılar sıra hep karıştı.

Yani Zehra Demir gibi sert olan Ömer’i ateşe verdi eritmeye başladı. Gerçi Ömer’in erimesi biraz zaman alacak sonra şekil verecek Ömer’e Zehra, bir cam gibi işleyecek Ömer’i büyük bir ustalıkla ve şaheser bir Ömer ort

aya çıkacak.

Zehra bir güzel koskoca yatağa rahat rahat yatarken, Ömer 1.94 lük boyu ile bu küçük koltuğa baktı ve ben nasıl sığacağım bu koltuğa diye soruyor? Zehra da o senin sorunun dedi.

Kıyamam nasılda koltuğa bakıyor Ömer, sen kendin ettin kendin buluyorsun Ömer ne yapalım koskoca şirket sahibisin bir koltuk al sende kendine rahat rahat yat diyeceğim de, almadı. Kendine bir rahat koltuk alacak paran yok muydu Ömer ki o küçücük koltuk da yattın?

Sabah olduğundaysa boynu tutulmuş bir vaziyette uyandı Ömer, eh demir erirken ateşte kıvama gelmesi için olacak bunlar Ömer beycim. Cam gibi güzel güzel eri, Zehra’nın o güzel ellerinde çok güzel şekil alacaksın sen.

Banyoya gitme esnasında da Zehra Ömer den önce davrandı ve Ömer kapı önünde kaldı. Bekle bekle öğren öğreneceğin çok şey var Ömer.

Üstlerini değiştikten sonra, Ömer şarj aletini almak için odaya geldiğinde, Zehra ses kaydını dinlemiş kafasında ne kurduysa bu kayıt bile değiştiremez diyerek ses kaydını dinletmeme kararı almıştı ki Zehra, Ömer girdi odaya ve Zehra girmeden önce kapıya vursaydın dedi. 

İyi de kapı zaten açıktı Zehra, hem konakta kimse kapı çalmayı bilmiyor ki, Ömer mi kapı çalacak hem de kendi odasına girerken Zehra bu çok zor.

Ömer de aynen böyle dedi, kendi evimde başkalarının koyduğu kurallarla mı yaşayacağım? Zehra da anlaşma bitene kadar böyle, sen her fırsatta söylüyorsun ya sözleşme diye deyince cevap veremez oldu Ömer.

Cevriye hala da akşama yemek yapmak isteyince, Nihat biraz karşı çıktı senden öncede bu evde yemek yapılıyordu diye. Ayşe de halanın gönlü olsun diye yapalım dedi. birlikte ayvalı yaprak sarması yaptılar. Zehra da gelince yanlarına Nazan Ömer’e kahve götüreceğini söylediği an Cevriye hala durdurdu Nazan’ı burada eşi var o götürsün sen ver dedi kahveyi aldı Zehra ya verdi yanına da şeker koydu.

Zehra kahveyi götürünce Ömer yine kızdı Zehra ya bu senin işin değil diye. Zehra da olanları anlattı istemiyorsan götüreyim dedi. Ömer de bırak dedi Zehra da masaya bıraktı. Sonra da yine aralarında tartıştılar.

Ömer, bütün bunlar beni sinir etmek için değil mi? attığın her adım hesaplı, hepsi benim için dedi. Zehra da, işim gücüm sensin sabahtan akşama seni düşünüyorum. Kendini fazla önemsiyorsun, ben sadece işimi yapıyorum iyi eş rolü oynuyorum dedi.

O esna da Ayşe gelince, Zehra Ömer’e dokunmaya kahveni beğenmediysen çay getireyim dedi. Ömer biran şaşırsa da anladı Ayşe gelmişti odaya. Çok değişken bir ruh halleri var. Anında değişiyorlar. Ayşe için her şey.

Yener de Sevim’e giderek Zehra’nın sesini kayıt aldığını o telefonu istediğini, yoksa senetleri biliyorsun diyerek tehdit etti gitti.

Sevimde Zehra yı aradı Yener ile aranızda ne geçti? Ne zaman geleceksin söyle derken odaya Ömer girince telefonu kapattı Zehra. Ömer de kiminle konuşuyorsun diye sordu. Zehra da seninle ilgili değil diyerek telefonu vermek istemedi Ömer’e.

Ömer de saklayacak bir şeyin olmasaydı verirdin telefonu artık kiminle konuştuğunu öğrenmek için o telefona ihtiyacım yok dedi bıraktı telefonu.

Zehra da, biz bir anlaşma yaptık, bu bir iş, kafanda ne kuruyorsan onunla yaşamaya devam et. Seni ikna etmeye uğraşmayacağım, Annem ile konuşuyordum istiyorsan bak diyerek telefonu uzattı Ömer’e. ve ekledi bir şey öğrenmek istediğinde insanca sorduğunda cevap alacaksın bunu da unutma dedi.

Alev, Zehra ya sen ne hakla benim şirkete geri alınmamı istersin? diye sorunca, Zehra da Müzeyyen hanım üzülmesin diye yaptım Ömer’in eşi olarak dedi. Leyla ile telefonda Ömer’e kaydı dinletmeyeceğini, bu kayıtların çok önemli olduğunu onda durmasını ve zamanı gelince kullanacaklarını söylerken Alev kapıda bu konuşmayı duydu.

Alev, Leyla’nın telefonunun peşine düşecek ve o telefonda ne kaydı olduğunu öğrenmeye çalışacak.

BAY DOĞRU BAYAN YANLIŞ

Bir defa aşktan soğuyunca muhtemelen çok zor
Bir daha sevmek istemiyorsun.
Hele senle aşk değil bu çok kurallı bir okul
Sevmedikçe kaytarıyorsun.

Sen doğru ben bayan yanlış, bay doğruyla bayan yanlış
Sanki her şey sana kalmış, dünya istediğin kadarmış
Yok mu bu işte bir yanlış? herkes ellerinden kaymış
Yalnız tahtında otur dur o zaman.

Sen doğru ben bayan yanlış, bay doğruyla bayan yanlış
Sanki her şey sana kalmış, dünya istediğin kadarmış
Yok mu bu işte bir yanlış, herkes ellerinden kaymış
Şimdi beni onlardan ayır o zaman.

Bir ara kendine gelince yalanı durdur
Aklındakinden kaçıyorsun.
Sevdiğini söylemekte çok güzel huydur
Gecikince kayboluyorsun.
Gülben ERGEN