Dizi Bilgi

Adını Sen Koy 315. Bölüm 30 Mart 2018 Cuma

Zehra’nın kaçırılması ve Ömer tarafından kurtarılmasından sonra, şimdi de Jülide nin o adamların elinden kurtarılması vardı. Ömer bunun bir oyun olduğunu düşündüğü için inanmıyor kılını dahi kıpırdatmak istemiyordu.

Ama konağa gelen Jülide nin şoförünün söyledikleri, Zehra’nın ikna etmek için elinden geleni yapması, Ömer ile konuşması ikna olmasına neden oldu ve polise haber vererek Zehra ile birlikte o mekana gittiler. Polisler adamları alıp götürürken, Jülide de dışarı çıkıp önce Zehra ya sonra da oğlu Ömer’e sarıldı.

Ömer sarılmadı, itmedi de annesini, kabul de etmedi. Nötr bir şekilde durdu karşısında. Buğuluydu gözleri, kalbi hızla atıyordu. Annesi ona dokunuyor sarılıyor o tepki veremiyordu. Tepki vermemekte bir tepkiydi aslında.

 Jülide yıllar sonra ilk kez oğluna bu denli yakındı. Ona dokunuyor, konuşuyor, sarılıyordu. Ömer ise tepkisizdi. Sarılmıyor, konuşmuyor, dokunmuyordu annesine bu davranışı ile bile bir tepki veriyordu Ömer. Çünkü, tepkisiz kalmak bile bir tepkidir iletişimde.

Jülide mutluydu oğluna sarıldığı için. Yılların özlemini azda olsa giderdiğini düşünüyordu. Murat komiser ile ifade vermeye gitti. Ömer ile Zehra da gideceklerdi ama Ömer şimdi gitmek istemedi onlar daha sonra gidecekler.

Ömer şoktaydı. Anne kokusunu, anne sarılmasını, anne sevgisini unutalı yıllar olmuştu. Ömer annesini giderken öldü olarak kabul etmiş onsuzluğa alışarak hayatına devam etmişti. Şimdi öldüğünü düşündüğü insan ona sarılıyor oğlum diyordu. Hiç de kolay değildi bu Ömer için.

Zehra yanındaydı ona sarıldı. Ömer de Zehra sına ve ondan güç alarak konağa döndüler. Ayşe de onları görünce hemen abisine sarıldı annesini kurtardığı için teşekkür etti abisine Ayşe. Ömer yorgunum diyerek odasına gidince, Ayşe ile Zehra olanlar hakkında konuştular.

Ayşe annesini telefonla aradı onlar konuşurken seni kim neden kaçırır ki derken Bahşende duydu ve Zehra dan onları yalnız bırakmasını istedi. Ayşe de babaannesine olanları anlattı.

Zehra da odasında düğün albümüne bakıyor. Ömer’in resmine bakarak sevgi ile ben seni çok seviyorum dedi ve ekledi. Biz seninle görünmez bir iple bağlandık birbirimize, görünmez bir o kadar da sağlam bir iple derken Ömer’in kendisini gelinlikle almaya geldiği anı hatırladı Zehra.

Düğün gününü yaşadıkları o güzel anları yeniden hayal etti, yaşadı Zehra. Ömer onu kuaförden almış, sahile götürmüştü. Orada güzel fotoğraflar çekinmişler anı ölümsüzleştirmişlerdi.

Oradan düğün gecesine, baba ocağında bahçede gerçekleştirilen düğün anına gitti Zehra. Ömer’e söz vermişti. Sen benim elimi bıraksan bile ben senin elini bırakmayacağım demişti. O zaman verdiği sözü tuttu Zehra Ömer’in elini hiç bırakmadı ve bugüne kadar beraber geldiler. İlk danslarını nede güzel yapmışlardı. Hepsini hatırladı. Hatırlamadığı unuttuğu, unutmak istediği konağa geldiklerinde Ömer’in Zehra’nın boynundan kolyeyi hiç beklemediği anda çekip aldığı o an yoktu hatırlamadı Zehra. yüreğinde açılan derin yara, Ömer’in bunu neden yaptığını öğrendiği an iyileşmiş, kötü bir an olarak hafızasında kalsa bile hatırlamak istemiyor, güzel anlarla mutlu oluyor.

Ömer gibi biri ile evli olduğu için Ömer gibi kendini şanslı görüyordu Zehra.

 Ve evlilikleri daha yeni başlıyordu. Bu saatten sonra artık gerçek evli bir çift olma vakti gelmişti. Çocukları da olabilir mutlu mesut yaşayabilirlerdi. Sorunlar çözülmüş, Ömer’in neyi neden yaptığı ortaya çıkmıştı. Annesini kabul etmesi zaman alsa bile ona da karşı koymamıştı Ömer.

 Ömer de çalışma odasında önünde işle ilgili dosya ama işte değil aklı, annesini kurtardıklarından sonraki zamanda. Annesinin ona sarıldığı an ve söylediklerini düşünüyor, o anı yeniden yaşıyor Ömer.

Zehra da ona bu attığın adım hepimizin hayatını değiştirecek, seni çok seviyorum demişti. Onu da hatırladı Ömer.

Mutfakta da Hediye abla kendisine ve Cevriye halaya Defnenin Birezilya dan getirdiği kahveyi yaptı çok beğendiler kahveyi. Onlar kendi aralarında konuşurken, Bahşende de onlara kulak misafiri oldu. Defneyi övdükleri ana denk gelince de, Defnenin herkesin gönlünü çaldığını düşündü mutlu oldu.

Bu mutluluğa Ömer bir şey yemedi hazırda ne varsa koyda ben götüreğim diye tepki verdi. Cevriye hala çok şaşırdığı için kahve neredeyse boğazında kalacaktı yutamadı. Hiç alışık değillerdi Bahşen de ve servis yapmak. Hiç olacak iş değil ama oldu. Cevriye hala da o gidince hangi dağda kurt öldü dedi. Haklı hiç olmadık şey yapıyor Bahşende. Başımıza taş yağsa şaşırmam dedi.

Bahşende elinde tepsi ile Ömer’in çalışma odasına girdi. Bir şeyler yemelisin sen bu aileden de sorumlusun diyerek sorumluluklarını hatırlatıp sağlığına dikkat etmesi konusunda uyardı. Ömer de teşekkür ederek aç olmadığını söyledi.

Bahşende, konuya girdi. Olanları Ayşe den öğrendiğini söyleyerek o kadın yıllar önce bu evi bir enkaz haline getirerek gitti, bunun bir daha olmasına izin mi vereceksin? O senin merhametini, yardımını hak ediyor mu? Deyince, Ömer de sizinle kararlarımı tartışmayacağım,  o kadını reddetme ve kabullenme noktasında olmadığımı söylüyorum, sizin bu meselede söz söyleme hakkınız yok diyerek noktayı koydu.

 Zehra Ömer’in yanına girecekken, Bahşende çıktı odadan ve Ömer yalnız kalmak istiyor girmesen iyi olur dedi. Zehra da içeri girmeden gitti. Bahşende de Zehra nın arkasından o kadından sonra bu ailenin başına gelen en büyük felaketsin dedi.

Hadi canım. Ömer’i iyileştiren  o kalın duvarlarının arkasından çıkaran Zehra sen neden bahsediyorsun?

Aysel hanımın dükkanına o kötü adamlar yine gelince Aysel hanım daha fazla dayanamamış her şeyi bırakıp çıkmış sahile gitmiş sonra da eve geçmiş, telefonunun şarjı da bitince İpek teyzesine ulaşamamış çok korktuğu için Koray, Sabah, Kerem ve Canan dan yardım alarak teyzesini aramış akşam karanlığında bile bulamadılar. Tam karakola gidecekken teyzesi İpek’i aradı evde olduğunu söyledi herkes rahatladı.

Kerem Aysel hanımın dükkanını satın aldığı için ona sürpriz yapacaklar artık işinden olmadan orada eski işine devam edecek Aysel bunu da yarın söyleyecekler ona sürpriz olacak bu.

Ömer kendi yatak odasında yaşadıklarını düşünüp annesinin neden gittiğini merak edip sorguluyor. Neden gittin ne oldu? diye sorularla yaşadıklarına cevap bulmaya çalışıyor. Jülide nin şoförü ölüm tehditi demişti nasıl bir tehdit bu diye onu da sorguluyor Ömer.

Mutlu olmak için evini terk etti ama mutlu değildi. Perişan bir halde ama neden? Mantıksız, hiç biri birbirini tutmuyor diyerek olayı çözmeye çalışsa da çözemiyordu Ömer. Hayatı tehlike de ama ya bu da bir oyunsa ama değildi gerçekten tehlikedeydi. Bir sürü soru vardı Ömer’in kafasında ve işin içinden çıkamıyordu.

Zehra odaya girdi onu bile fark etmedi Ömer ve yaşadığı çıkmazı Zehra ya da söyledi. Zehra da bu yaşadıkların çok normal yıllardır doğru bildiğin yanlışın aslında öyle olmadığını öğreniyorsun. Kolay değil. Ördüğün kalın duvarlarında sen bir delik açtın dedi Zehra ve sarıldılar. En büyük destekçisi yine Zehra ydı Ömer’in.

Zehra Ömer’e yemek getirmek için gidince Ömer de uyuya kaldı. Zehra Ömer’i uyurken seyrederken Ömer rüyasında kabus görüp sayıklamaya başladı. Kolay değildi yaşadıkları ruhu derin yaralar almıştı.

Zehra Ömer diyerek elinden tuttu rahatladı Ömer. Zehra demeye başladı. Zehra da uyuyan Ömer’in yanağından öperek ruhunu iyileştirmeye çalıştı. Gece bitip sabah olmuştu.

Ömer uyuyamamış ve terasa çıkıp oturup düşünüyordu. Zehra da yanına geldi üzerine battaniye verdi üşümüştü Ömer kaç zamandır oradaydı bilinmez.

Ömer karmakarışık duygular içerisinde, kendisi de biliyor söylüyor bunu, o giderken benim için ölmüştü, onsuz bir hayatı kabul etmiştim diyor Ömer, Zehra da hiç beklenmedik bir şey oldu ve hayatına girdi. Onu unutmadığını, yeniden hatırladın dedi.

Komiser Murat Ömer’i aradı Zehra açtı telefonu ifade için bekliyormuş.

Cevriye halanın saçlarını Asya tarıyor. Canım ya babaannesini ne hale getirdi. Cevriye Cevriye olalı böyle saç görmedi diyerek beğendiğini söyledi Asya ya gönlü olsun diye.

Ah ne güzel genç babaanne olmak.

Nihat geldi. Asya babasına koşup sarıldı. Ayşe de öyle sevgilerini gösterdiler. Ayşe aramış ulaşamamış, Nihat çok soğuk bir şekilde telefonum kapalıydı, açınca da toplantım vardı geri dönmedim dedi. Nihat’a söyleyecek çok sözüm varda susuyorum.

Asıl Nihat’ı bu şekilde eşine, çocuğuna, yuvasına uzak tutan senaristlere yazık çok yazık diyorum. Bir erkeği yetiştiren de bir bayan, kız çocuğunu yetiştirende, senaryoyu yazan da yönetende bir bayan, Nazmiye hanımda bir bayan nasıl müsaade ediyorsunuz eşini aldatmasını da bunu senaryoya yazıyorsunuz? Kendiniz için istemediğiniz bir şeyi neden başkasına yapıyorsunuz? Anlamış değilim.

Bu durum Asya nın ruhunda nasıl derin yaralar açacak farkındamısınız?

Zehra ifade vermek için gidecek ama Ömer’i bulamadı evin içinde oysa Ömer çoktan hazırlanmış arabanın yanında bekliyordu. Birlikte karakola ifade vermeye gittiler. Annesi de oradaydı. Zehra ifadesini verirken Jülide de Ömer’i izliyordu. Ömer de gözlerini kaçırıyor annesine bakmamaya çalışıyordu.

Sonunda Zehra kendisini kaçıranlardan şikayetçi olurken, Jülide kocasının yaptığı bu pis işten dolayı ondan şikayetçi olmadı. Jülide kocasından çok korkuyor.

Aysel’e büyük sürpriz yaptılar. Dükkanını ona geri verdiler. Sabah da önlüğünü takıp, ilk müşterileriniz olarak servis bekliyoruz dedi.

YÜREĞİM YANAR

Bir sözün ah yeter anlasana 
Gönül hasret bir dokunuşuna

Yüreğim yanar ah dokunma
Üzülür bu can ağlatma
Beni ellere mahkum ettin yanarım
Hasret çoğalınca
Yüreğim yanar ah dokunma
Üzülür bu can ah ağlatma
Beni ellere mahkum ettin yanarım
Hasret çoğalınca

Melih GÖRGÜN